اَلْمُذَارَّةُ [el-mužârret] (fi’l-asl مُفَاعَلَةٌ [mufâʹalet] vezninde) ve
اَلذِّرَارُ [ež-žirâr] (قِتَالٌ [ḵitâl] vezninde) Nâka bed-hûy olmak maʹnâsınadır; yukâlu: ذَارَّتِ النَّاقَةُ مُذَارَّةً وَذِرَارًا إِذَا سَاءَ خُلُقُهَا وَهِيَ مُذَارٌّ أَيْ سَيِّئَةُ الْخُلُقِ
اَلْمُذَارَّةُ [el-mužârret] (mîm’in zammı ve râ’nın teşdîdiyle) ve
اَلذِّرَارُ [ež-žirâr] (žâl’ın kesriyle) Nâka bed-hûy olmak, عَلُوقٌ [ʹalûḵ] maʹnâsına. Ve عَلُوقٌ [ʹalûḵ] ʹayn’ın fethiyle şol nâkaya derler ki veledine süt vermeye, veledi sonradan yakılma veled olmakla. Ve Ebû Zeyd eyitti: فِي فُلَانٍ ذِرَارٌ كَذِرَارِ النَّاقَةِ derler, filân için aʹrâz vardır gazab etmeğin demek mahallinde.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı