اَلْمَسْبُوهُ [el-mesbûh] ve
اَلْمُسَبَّهُ [el-musebbeh] (مُعَظَّمٌ [muʹażżam] vezninde) Pek pîrlikten ʹakl ve idrâki zâ΄il olmuş fertût kocaya denir; yukâlu: سُبِهَ الرَّجُلُ عَلَى الْمَجْهُولِ وَسَبُهَ فَهُوَ مَسْبُوهٌ وَمُسَبَّهٌ أَيْ ذَاهِبُ الْعَقْلِ مِنَ الْهَرَمِ Ve
مَسَبَّهٌ [musebbeh] Talâkat-ı lisân sâhibi sühanver adama denir; yukâlu: رَجُلٌ مُسَبَّهٌ أَيْ طَلِيقُ اللِّسَانِ
اَلْمَسْبُوهُ [el-mesbûh] (mîm’in fethi ve yâ’nın zammı ve meddiyle) ʹAklı pîrlikten zâ΄il olmuş kimse.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı