اَلسَّحْطُ [es-saḩṯ] (sîn’in fethi ve ḩâ-yı mühmelenin sükûnuyla) ve
اَلسُّحَاطَةُ [es-suḩâṯat] (sîn’in zammıyla) ve
اَلسَّحَاطَةُ [es-seḩâṯat] (sîn’in fethiyle) ve
اَلْمَسْحَطُ [el-mesḩaṯ] (مَطْلَبٌ [maṯlab] vezninde) Çabuk boğazlamak maʹnâsınadır; yukâlu: سَحَطَهُ سَحْطًا وَسُحَاطَةً وَسَحَاطَةً وَمَسْحَطًا مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ إِذَا ذَبَحَهُ سَرِيعًا Ve bir nesne boğaza durup boğazı tıkamak maʹnâsınadır; yukâlu: سَحَطَ الطَّعَامُ فُلاَنًا إِذَا أَغَصَّهُ Ve şarâba su katmak maʹnâsınadır; yukâlu: سَحَطَ الشَّرَابَ إِذَا قَتَلَهُ بِالْمَاءِ Ve kuzuyu ve oğlağı yabana anasıyla bilece salıvermek maʹnâsınadır; yukâlu: سَحَطَ السَّخْلَ إِذَا أَرْسَلَهُ مَعَ أُمِّهِ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı