el-miserret ~ اَلْمِسَرَّةُ

Kamus-ı Muhit - المسرة maddesi

اَلْمِسَرَّةُ [el-miserret] (mîm’in kesriyle) İsm-i âlettir, tomar tarzında bir mücevvef nesnedir ki bir adamın kulağına takrîb edip onunla gizli söz tekellüm olunur, zâhiren aʹrâba mahsûs bir nesnedir, dûr-şinîd-i mesmûʹumuzdur, lâkin bu tevcîh sâmiʹa olunacak şey΄ değildir. Mütercim der ki mü΄ellif اَلْآلَةُ الَّتِي يُسَارُّ فِيهَا كَالطُّومَارِ ʹibâretiyle beyân edip ve سَرَّهُ إِذَا حَيَّاهُ بِالْمِسَرَّةِ ʹibâretinin zeylinde îrâd eylemekle يُسَارُّ kelimesi zikr olunan سَرٌّ [serr] kelimesinden me΄hûz ola ki ahbâb birbirine çiçek tuhfe eylemek maʹnâsına olur. Pes مِسَرَّةٌ [miserret] çiçek donatıp ithâf eyledikleri çubuk makûlesi nesne olur ki tomâr şeklinde olur ve bu vicdân-ı hakîrânemde evvelkiden mülâyimdir.

اَلسُّرُورُ [es-surûr] (ظُهُورٌ [żuhûr] vezninde) ve

اَلسُّرُّ [es-surr] (sîn’in zammıyla) ve

اَلسُّرَّى [es-surrâ] (بُشْرَى [buşrâ] vezninde) ve

اَلتَّسِرَّةُ [et-tesirret] (تَحِلَّةٌ [taḩillet] vezninde ki semâʹîdir) ve

اَلْمَسَرَّةُ [el-meserret] (mîm’in ve sîn’in fethiyle) bir adamı sevindirmek ve şâdân eylemek maʹnâsınadır; yuḵâlu: سَرَّهُ سُرُورًا وَسُرًّا وَسُرَّى وَتَسِرَّةً وَمَسَرَّةً مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ إِذَا أَفْرَحَهُ Mü΄ellifin Baṡâ΄ir’de beyanına göre kalbde münketim olan feraha mahsûs olup baʹdehu taʹmîm olunmuştur; ve yukâlu: سُرَّ هُوَ سُرُورًا عَلَى بِنَاءِ الْمَجْهُولِ إِذَا فَرِحَ فَهُوَ مَسْرُورٌ

Vankulu Lugatı - المسرة maddesi

اَلْمِسَرَّةُ [el-miserret] (mîm’in kesriyle) Şol mücevvef nesnedir ki bir kimse âharın kulağına koyup onunla gizli haberin söyleşir, gayrılar işitmesin diye.

اَلْمَسَرَّةُ [el-meserret] (mîm’in ve sîn’in fethiyle) Kezâlik sevinmek maʹnâsına; yukâlu: سَرَّنِي فُلَانٌ مَسَرَّةً وَسُرَّ هُوَ عَلَى مَا لَمْ يُسَمَّ فَاعِلُهُ Yaʹnî sevindi demek mahallinde سُرَّ derler sîga-i mechûl üzere.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı