el-misḣ ~ اَلْمِسْخُ

Kamus-ı Muhit - المسخ maddesi

اَلْمِسْخُ [el-misḣ] (mîm’in kesriyle ki صِفْرٌ [ṡifr] vezninde) Sıfattır. Ve

اَلْمَسِيخُ [el-mesîḣ] (أَمِيرٌ [emîr] vezninde) Sûreti sûret-i kabîhaya muhavvel olan kimseye denir; ve minhu hadîsu İbn ʹAbbâšamp;: “اَلْجَانُّ مَسِيخُ الْجِنِّ” وَالْجَانُّ اَلْحَيَّاتُ الرِّقَاقُ Ve

مَسِيخٌ [mesîḣ] Çirkîn çehreli insâna ve sâ΄ir eşyâya, kezâlik melâhat ve sabâhati olmayan kimseye denir. Ve bî-meze ve bî-taʹm olan et ve fâkihe makûlesine ıtlâk olunur; yukâlu: رَجُلٌ وَشَيْءٌ مَسِيخٌ أَيْ مُشَوَّهُ الْخَلْقِ وَرَجُلٌ مَسِيخٌ أَيْ لاَ مَلاَحَةَ لَهُ وَلَحْمٌ أَوْ فَاكِهَةٌ مَسِيخٌ أَيْ لاَ طَعْمَ لَهُ Ve zaʹîf ve zebûn kimseye ve ahmak ve bî-magz adama ıtlâk olunur.

اَلْمَسْخُ [el-mesḣ] (فَسْخٌ [fesḣ] vezninde) Bir şey΄in sûretini bir zişt ve çirkîn sûrete tahvîl eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: مَسَخَهُ مَسْخًا مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ إِذَا حَوَّلَ صُورَتَهُ إِلَى أُخْرَى أَقْبَحَ مِنْهُ ve minhu yukâlu: مَسَخَهُ اللهُ قِرْدًا Ve bu duʹâ΄iyye olmak ve Yehûd kıssasına işâret olmak muhtemeldir; ke-mâ kâlallâhu taʹâlâ: ﴿وَجَعَلَ مِنْهُمُ الْقِرَدَةَ وَالْخَنَازِيرَ﴾ الآية Yaʹnî Yehûd tâ΄ifesinden ehl-i sebti Hak taʹâlâ maymun sûretine ve küffâr-ı mâ΄ide-i ʹÎsâ’yı hinzîr sûretine mesh eyledi, ʹalâ-kavlin ashâb-ı sebtin civânlarını maymun ve pîrlerini hinzîr sûretine mesh eyledi. Ve

مَسَخٌ [mesḣ] Davarı pek üstüne varıp yormakla mehzûl ve bî-tâb eylemek maʹnâsına müstaʹmeldir; yukâlu: مَسَخَ النَّاقَةَ إِذَا هَزَلَهَا وَأَدْبَرَهَا إِتْعَابًا

Vankulu Lugatı - المسخ maddesi

اَلْمَسْخُ [el-mesḣ] (mîm’in fethi ve sîn’in sükûnuyla) Bir sûreti ondan kabîh sûrete döndürmeğe derler; yukâlu: مَسَخَهُ اللهُ قِرْدًا Yaʹnî “Hak taʹâlâ onun sûretini maymun sûretine döndürsün.”

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı