اَلْمَشْمُولُ [el-meşmûl] Ahlâk-ı radiyye ve şemâ΄il-i behiyye sâhibi adama ıtlâk olunur; şimâl yeliyle tîb ve letâfet kesb eylemiş sudan me΄hûzdur; yukâlu: رَجُلٌ مَشْمُولٌ أَيِ الْمَرْضِيُّ الْأَخْلَاقِ
اَلْمَشْمُولُ [el-meşmûl] (mîm-i evvelin fethi ve sânînin zammı ile) Şol göldür ki onu şemâl yeli vurmağın bürûdet hâsıl kılar; yukâlu: غَدِيرٌ مَشْمُولٌ إِذَا ضَرَبَتْهُ رِيحُ الشَّمَالِ حَتَّى يَبْرُدَ Bu sebebden hamra مَشْمُولَةٌ [meşmûlet] derler, kaçan bâridetü’t-taʹm olsa. Ve
مَشْمُولَةٌ [meşmûlet] Şol eve dahi derler ki ona شَمَالٌ [şemâl] yeli dokunur.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı