en-nezûr ~ اَلنَّزُورُ

Kamus-ı Muhit - النزور maddesi

اَلنَّزُورُ [en-nezûr] (صَبُورٌ [ṡabûr] vezninde) ve

اَلنَّزِرَةُ [en-neziret] (فَرِحَةٌ [feriḩat] vezninde) Kalîlü’l-veled hatuna denir. ʹAlâ-kavlin نَزُورٌ [nezûr] sütü azca olan hatuna denir; yukâlu: إِمْرَأَةٌ نَزُورٌ أَيْ قَلِيلَةُ الْوَلَدِ أَوِ اللَّبِنِ Ve mutlakan kılletlenir olan şey΄e denir. Ve şol nâkaya denir ki veledi helâk olmakla sâ΄irin veledine yakılmış ola; yukâlu: نَاقَةٌ نَزُورٌ إِذَا صَارَتْ قَدْ مَاتَ وَلَدُهَا وَتَرَأَّمَتْ وَلَدَ غَيْرِهَا Ve dâ΄imâ kâriheten gebe olan nâkaya denir; yukâlu: نَاقَةٌ نَزُورٌ إِذَا كَانَتْ لاَ تَكَادُ تَلْقَحُ إِلاَّ كَارِهَةً Cemʹi نُزُرٌ [nuzur] gelir zammeteynle; ve minhu yukâlu: لَقِحَتِ الْحَرْبُ عَنْ نُزُرٍ أَيْ عَنْ حِيَالٍ Burada نُزُرٌ [nuzur] cemʹ ve ism olmak muhtemeldir, maʹnâsı “Cenk, kısırlıktan gebe oldu” demektir ki bilâ-sebeb kızıştı demek murâddır.

اَلنَّزْرُ [en-nezr] (nûn’un fethi ve zâ’nın sükûnuyla) ve

اَلنَّزَارَةُ [en-nezâret] (كَرَامَةٌ [kerâmet] vezninde) ve

اَلنُّزُورَةُ [en-nuzûret] ve

اَلنُّزُورُ [en-nuzûr] (nûn’ların zammıyla) Bir nesne az olmak maʹnâsınadır; yukâlu: نَزُرَ الشَّيْءُ نَزْرًا وَنَزَارَةً وَنُزُورَةً وَنُزُورًا مِنَ الْبَابِ الْخَامِسِ إِذَا قَلَّ

Vankulu Lugatı - النزور maddesi

اَلنَّزُورُ [en-nezûr] (nûn’un fethi ve zâ’nın zammı ve meddiyle) Şol ʹavrettir ki veledi kalîl ola.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı