اَلنَّزِيعُ [en-nezîʹ] (أَمِيرٌ [emîr] vezninde) Garîb adama denir; cemʹi نُزَّاعٌ [nuzzâʹ] gelir, قُطَّاعٌ [ḵuṯṯâʹ] vezninde. Ve vâlidesi sebâyâdan yaʹnî esîr tâ΄ifesinden olan kimseye denir; yukâlu: رَجُلٌ نَزِيعٌ إِذَا كَانَتْ أُمُّهُ سَبِيَّةٌ Ve devşirilmiş yemişe denir yukâlu: ثَمَرٌ نَزِيعٌ أَيْ مَقْطُوفٌ مَجْنِيٌّ Ve ırak yere denir; yukâlu: مَكَانٌ نَزِيعٌ أَيْ بَعِيدٌ Ve dibi yakın kuyuya denir ki suyu el ile ihrâc olunur; yukâlu: بِئْرٌ نَزِيعٌ أَيِ الْقَرِيبَةُ الْقَعْرِ Ve Nezîʹ b. Suleymân el-Ḩanefî şuʹarâdandır.
اَلنَّزِيعُ [en-nezîʹ] (nûn’un fethi ve zâ’nın kesri ve meddiyle) Garîb maʹnâsına. Ve
نَزِيعٌ [nezîʹ] Dibi yakın kuyuya dahi derler.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı