en-nûr ~ اَلنُّورُ

Kamus-ı Muhit - النور maddesi

اَلنُّورُ [en-nûr] (nûn’un zammıyla) Aydınlığa denir, ضَوْءٌ [ḋav΄] ve ضِيَاءٌ [ḋiyâ΄] maʹnâsına, her ne olur ise olsun ki ظُلْمَةٌ [żulmet]in zıddı olur, Fârisîde rûşenâyî denir. ʹAlâ-kavlin pertev ve şuʹâʹına denir ki dâfiʹ-i zulmet olan şuʹledir, ışık taʹbîr olunur. Cemʹi أَنْوَارٌ [envâr] ve نِيرَانٌ [nîrân] gelir nûn’un kesriyle.

اَلنَّوْرُ [en-nevr] (جَوْرٌ [cevr] vezninde) Rûşen ve aydın olmak maʹnâsınadır; yukâlu: نَارَ يَنُورُ نَوْرًا إِذَا أَضَاءَ Ve dâg ve damga vurmak maʹnâsınadır; tekûlu: نُرْتُ الْبَعِيرَ نَوْرًا إِذَا جَعَلْتَ عَلَيْهِ نَارًا أَيْ سِمَةً Ve

نَوْرٌ [nevr] نَوْرَةٌ [nevret] ve نَوَارٌ [nevâr] gibi ağacın ve nebâtın çiçeğine denir, زَهْرٌ [zehr] maʹnâsına. ʹAlâ-kavlin beyâz olanına denir, sarısına زَهْرٌ [zehr] denir. Cemʹi أَنْوَارٌ [envâr] gelir. Ve

نَوْرٌ [nevr] ve

نَوَارٌ [nevâr] (nûn’un fethi ve kesriyle) Hatun kısmı bâʹis-i sû΄-i zann ve sebeb-i töhmet olan nesneden nüfûr ve perhîz eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: نَارَتِ الْمَرْأَةُ نَوْرًا وَنَوَارًا وَنِوَارًا إِذَا نَفَرْتَ مِنَ الرِّيبَةِ Ve bu maʹnâda müteʹaddî olur, hatunu mevkiʹ-i töhmetten infâr eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: نَارَ الْوَاعِظُ الْمَرْأَةَ إِذَا نَفَرَهَا عَنِ الرِّيبَةِ Ve

نَوْرٌ [nevr] Cenkte bozulmak maʹnâsınadır; yukâlu: نَارَ الْقَوْمُ نَوْرًا إِذَا انْهَزَمُوا Ve ıraktan âteş görmek maʹnâsınadır; yukâlu: نَارُوا النَّارَ مِنْ بَعِيدٍ إِذَا تَبَصَّرُوهَا

Vankulu Lugatı - النور maddesi

اَلنُّورُ [en-nûr] (nûn’un zammıyla ve vâv’ın meddiyle) Ziyâ maʹnâsınadır. Ve

نُورٌ [nûr] نَارٌ [nâr]ın dahi cemʹi gelir.

اَلنَّوْرُ [en-nevr] (nûn’un fethiyle ve vâv’ın sükûnuyla) ve

اَلنِّوَارُ [en-nivâr] (nûn’un kesriyle) Bir nesneden kaçmak; yukâlu: نُرْتُ مِنَ الشَّيْءِ أَنُورُ نَوْرًا وَنِوَارًا إِذَا تَنَفَّرْتَ عَنْهُ Ve kaçırmak maʹnâsına da gelir; tekûlu: نُرْتُ غَيْرِي إِذَا نَفَّرْتَهُ Ve

نَوْرٌ [nevr] Çiçeğe de derler.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı