اَلنُّوبُ [en-Nûb] (nûn’un zammıyla) Zengî tâ΄ifesinden bir fırka ismidir. نُوبِيٌّ [Nûbiyy] müfredidir, رُومٌ [Rûm] ve رُومِيٌّ [Rûmiyy] gibi. Ve
نُوبٌ [nûb] Bal arısına ıtlâk olunur, mekânına ricʹat eder olduğu için. Müfredi نَائِبٌ [nâ΄ib]dir. Ve
نُوبُ [Nûb] Yemen’de şehr-i Ṡanʹa΄ kazâsında bir karye adıdır.
اَلنَّوْبَةُ [en-nevbet] (hâ’yla) Bir kimseye bir emr-i müşkil nâzil ve hâdis olmak maʹnâsınadır, belâ΄ ve musîbet gibi; yukâlu: نَابَهُ اْلأَمْرُ يَنُوبُ نَوْبًا وَنَوْبَةً إِذَا نَزَلَ عَلَيْهِ Ve
نَوْبٌ [nevb] kelimesi نَائِبٌ [nâ΄ib] lafzından cemʹ olur ki kâ΄im-makâm maʹnâsınadır. Ve
نَوْبٌ [nevb] Bir adamın bulunduğu yerden bir gün bir gecelik mesâfe yere denir. Ve zor ve kuvvet maʹnâsınadır. Ve yakınlık, قُرْبٌ [ḵurb] maʹnâsınadır. Ve
نَوْبٌ [nevb] ve
مَنَابٌ [menâb] (mîm’in fethiyle) Bir kimseye nâ΄ib yaʹnî kâ΄im-makâm olmak maʹnâsınadır; yukâlu: نَابَ عَنْهُ نَوْبًا وَمَنَابًا إِذَا قَامَ مَقَامَهُ Ve
نَوْبٌ [nevb] Merreten baʹde-uhrâ rücûʹ eylemek maʹnâsınadır. حَادِثَةٌ [ḩâdišamp;et] maʹnâsına olan نَائِبَةٌ [nâ΄ibet] bundandır, zîrâ bi’d-defeʹât rücûʹ eylemek şânındandır; yukâlu: نَابَ إِلَيْهِ نَوْبًا إِذَا رَجَعَ مَرَّةً بَعْدَ أُخْرَى وَمِنْهُ يُقَالُ نَابَ إِلَى اللهِ تَعَالَى بِمَعْنَى تَابَ Ve Hak taʹâlâ dergâhına rücûʹ ve teveccüh ile tâʹat ve ʹibâdete dürüşmek maʹnâsına istiʹmâl olunur ki maʹnâ-yı lâzımıdır; yukâlu: نَابَ الرَّجُلُ إِذَا لَزِمَ الطَّاعَةَ
اَلنُّوبُ [en-nûb] (nûn’un zammı ve vâv’ın fethiyle) Cemʹi; tekûlu: جَاءَتْ نَوْبَتُكَ
اَلنَّوْبُ [en-nevb] (nûn’un fethi ve vâv’ın sükûnuyla) ve
اَلْمَنَابُ [el-menâb] (fethateynle) Bir kimse bir kimsenin makâmına kâ΄im olmak; yukâlu: نَابَ عَنِّي فُلَانٌ يَنُوبُ نَوْبًا وَمَنَابًا أَيْ قَامَ مَقَامِي
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı