اَلْهَدْهَدَةُ [el-hedhedet] (زَلْزَلَةٌ [zelzelet] vezninde) Deve kükreyerek böğürmek maʹnâsınadır; yukâlu: هَدْهَدَ الْبَعِيرُ إِذَا هَدَرَ Ve âgâze ve elhânla kuşötmek maʹnâsınadır; yukâlu: هَدْهَدَ الطَّائِرُ إِذَا قَرْقَرَ Ve çocuğu uyutmak için anası beri öte tahrîk edip sallamak maʹnâsınadır; yukâlu: هَدْهَدَتِ الصَّبِيَّ أُمُّهُ إِذَا حَرَّكَتْهُ لِيَنَامَ Ve bir nesneyi yukarıdan engebeye doğru salıvermek ve yuvarlamak maʹnâsınadır; yukâlu: هَدْهَدَ الشَّيْءَ إِذَا حَدَرَهُ مِنْ عُلْوٍ إِلَى سُفْلٍ Ve tahayyül maʹnâsına istiʹmâl olunur; tekûlu: يُهَدْهَدُ إِلَيَّ كَذَا عَلَى بِنَاءِ الْمَجْهُولِ أَيْ يُخَيَّلُ Gûyâ ki nefsine o gûne âvâz gelir yâhûd ʹâlem-i bâlâdan öylece sânih olur.
اَلْهَدْهَدَةُ [el-hedhedet] (hâ’ların fethi ve dâl’ın sükûnuyla) Güvercin âvâzının yankılanması; ve yukâlu: اَلْفَحْلُ يُهَدْهِدُ فِي هَدِيرِهِ هَدْهَدَةً
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı