اَلْإِجَارَةُ [el-icâret] (hemzenin kesriyle) Kurtarmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَجَارَ فُلاَنًا إِذَا أَنْقَذَهُ Ve penâh getireni himâyet eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: أَجَارَهُ إِذَا أَعَاذَهُ ve minhu yukâlu: مَنِ اسْتَجَارَ بِاللهِ أَجَارَهُ Ve metâʹı zarf içre komak maʹnâsına müstaʹmeldir ki hıfzı müstelzimdir; yukâlu: أَجَارَ الْمَتَاعَ إِذَا جَعَلَهُ فِي الْوِعَاءِ Ve
إِجَارَةٌ [icâret] ve
جَارَةٌ [câret] (hemzesiz) gayr-i kıyâs üzere ki ism-i masdardır, masdar makâmında müstaʹmeldir, yasakçılık eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: أَجَارَ فُلاَنًا إِجَارَةً وَجَارَةً إِذَا خَفَرَهُ
اَلْجَارَّةُ [el-cârret] (حَارَّةٌ [ḩârret] vezninde) Şol develere denir ki yularlarıyla çekilir ola; yukâlu: إِبِلٌ جَارَّةٌ أَيْ تُجَرُّ بِأَزِمَّتِهَاŞârih der ki جَارَّةٌ [cârret] مَجْرُورَةٌ [mecrûret] maʹnâsına olmakla ﴿عِيشَةٍ رَاضِيَةٍ﴾ ve ﴿مَاءٍ دَافِقٍ﴾ kabîlinden olur ve minhu’l-hadîsu: “لَيْسَ فِي الْإِبِلِ الْجَارَّةِ صَدَقَةٌ” وَهِيَ الْعَوَامِلُ سُمِّيَتْ جَارَّةً لِأَنَّهُ تُجَرُّ بِأَزِمَّتِهَا Ve
جَارَّةٌ [cârret] Suya varan yola ıtlâk olunur; tekûlu: إِنْتَهَيْتُ إِلَى جَارَّةٍ أَيِ الطَّرِيقِ إِلَى الْمَاءِ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı