اَلْجَأْبُ [el-ce΄b] (cîm’in fethi ve hemzenin sükûnuyla) Galîzü’l-cüsse eşeğe denir; ʹalâ-kavlin yaban eşeğine mahsûstur; yukâlu: حِمَارٌ جَأْبٌ أَيْ غَلِيظٌ أَوْ مِنْ وَحْشِيَّةٍ Ve bedende göbeğe denir; سُرَّةٌ [surret] maʹnâsına. Ve arslana denir. Ve mutlakan galîz ve künde ve taslak şey΄e denir. Ve
جَأْبٌ [Ce΄b] Bir mevziʹ adıdır. Ve aşı taʹbîr olunan kırmızı çamura denir, مَغْرَةٌ [maġrat] gibi. Ve
جَأْبٌ [ce΄b] Masdar olur, mâl kazanmak maʹnâsına; yukâlu: جَأَبَ الرَّجُلُ جَأْبًا مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ اِذَا كَسَبَ الْمَالَ Ve aşı satmak maʹnâsınadır; yukâlu: جَأَبَ الرَّجُلُ اِذَا بَاعَ الْمَغْرَةَ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı