جَالُوتُ [Câlût] (طَالُوتُ [ṯâlût] vezninde) İsm-i aʹcemîdir, ʹucme ve taʹrîf sebebiyle gayr-i munsarıftır. Maʹlûm ola ki جَالُوتُ [Câlût] ʹAmâliḵa’dan bir cebbâr pâdişâh idi, Mıṡır ile Filesṯîn beyninde sâkin ve Benî İsrâ΄îl üzere müstevlî idi. Peygamber-i vakt bulunan Yûşaʹ yâ İşmûyil vâsıtasıyla emr-i rabbânî vârid olup debbâgân yâ sakkâyân-ı ʹaskerden onun yerine ʹalîm ve cesîm ve bâlâ-bülend طَالُوتُ [ṯâlût] nâm bir gedâ, pâdişâh olup ʹasker-i kalîl ile cebbâr-ı merkûm ile cenk ve kıtâl ve Hazret-i Dâvûd b. Îşâ o hengâmda râʹî-i nâ-bâlig olup peygamber-i vakt vahy ile müşârün΄ileyh hazretlerinin cebbâr-ı mersûmu katl edeceğine ʹârif olmakla müşârün΄ileyh hazretlerini celb eyleyip esnâ-ı râhta üç dâne hacer: “Yâ Dâvûd, sen bizimle o cebbârı katl eyleyeceksin” diye tekellüm eylemeleriyle o hacerleri istishâb ve fi’l-hakîka onlar ile mersûmun hâne-i hayâtını harâb eyledi. Baʹdehu hasbe’l-vaʹd Tâlût, müşârün΄ileyh hazretlerini dâmâd eylemiştir. Tafsîli sûre-i Bakara tefsîrinde meşrûhtur.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı