اَلرَّابِضَةُ [er-râbiḋat] (bâ’nın kesriyle) Zencîre çekilen kimse; yukâlu: فُلَانٌ مَا تَقُومُ رَابِضُتُهُ إِذَا كَانَ يَرْمِي فَيَقْتُلُ أَوْ يَعِينُ فَيَقْتُلُ Yaʹnî “Onun bendine düşen halâs bulmaz, atarsa katl eder ve nazar bi’l-ʹayn ederse katl eder.” Ekseriyyâ nazar bi’l-ʹaynda istiʹmâl olunur. Ve sâhib-i Ṡurâḩ bu makâmda رَابِضَةٌ [râbiḋat]ı “endâhte” ile tefsîr etmiştir; ve fîhi te΄emmulun lâ yahfâ. Ve
رَابِضَةٌ [râbiḋat] Hâmil-i huccet olan meleklerin yer yüzünde bâkî kalanlarına dahi derler ki yer yüzü onlardan hâlî olmaz.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı