رَابِطُ الْجَأْشِ [râbiṯu’l-ce΄ş] ve
رَبِيطُ الْجَأْشِ [rebîṯu’l-ce΄ş] Kaviyyu’l-kalb dilîr ve bahâdır adama ıtlâk olunur, guyâ ki yüreği bağlanmış olmakla aslâ mühvil ve mehîbden hafakân ʹârız olmaz; yukâlu: رَجُلٌ رَابِطُ الْجَأْشِ وَرَبِيطُهُ أَيْ شُجَاعٌ Ve
رَابِطٌ [râbiṯ] Bol ve meydânlı soluğa vasf olur. Baʹzı insân ve hayvân pek soluklu olur, gûyâ ki eczâlarını birbirine rabt edip uzatır olur; yukâlu: نَفْسٌ رَابِطٌ أَيْ وَاسِعٌ عَرِيضٌ
اَلْجَأْشُ [el-ce΄ş] (cîm’in fethi ve hemzenin sükûnuyla) Havf katında kalbin muztarib olması. Ve
رَابِطُ الْجَأْشِ [râbiṯu’l-ce΄ş] Şol kimseye derler ki kalbin firârdan bağlaya, ziyâde şecîʹ olduğu için.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı