اَلزَّبَبُ [ez-zebeb] زَغَبٌ [zeġab] vezninde ve mürâdifidir ki mûy-ı mâder-zâdîdır, gerek sâ΄ir hayvânda ve gerek tuyûrda olsun ki ibtidâ çıkan hurde sarıca tüylerdir. Ve
زَبَبٌ [zebeb] İnsân kısmında kıllar kesîr olmağa denir. Ve deve kısmında çehresinin ve çenesinin altının tüyleri firâvân olmağa denir; yukâlu: زَبَّ يَزَبُّ زَبَّا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ Aslı زَبَبٌ olmakla idgâm olunmuştur, “مَلَّ-يَمَلُّ” gibi. Ve güneş batmağa pek yaklaşmak maʹnâsınadır; yukâlu: زَبَّتِ الشَّمْسُ إِذَا دَنَتْ لِلْغُرُوبِ Ve
زَبٌّ [zebb] Doldurmak maʹnâsınadır; yukâlu: زَبَّ الْقِرْبَةَ زَبًّا مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ إِذَا مَلَأَهَا
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı