اَلسَّفِيهُ [es-sefîh] (أَمِيرٌ [emîr] vezninde) Vasftır, sebük-magz ve hafîfü’l-ʹakl adama denir. Ve câhil ve nâdâna ıtlâk olunur; cemʹi سُفَهَاءُ [sufehâ΄] gelir ve سِفَاهٌ [sifâh] gelir sîn’in kesriyle. Mü΄ennesi سَفِيهَةٌ [sefîhet]tir; cemʹi سَفِيهَاتٌ [sefîhât] ve سَفَائِهُ [sefâ΄ih] gelir ve سُفَّهٌ [suffeh] gelir, رُكَّعٌ [rukkaʹ] vezninde ve سِفَاهٌ [sifâh] gelir sîn’in kesriyle. Ve
سَفِيهٌ [sefîh] İyice nesc olunmamış gevşek beze vasf olur; yukâlu: ثَوْبٌ سَفِيهٌ أَيْ لَهْلَهٌ سَخِيفٌ ve yukâlu: زِمَامٌ سَفِيهٌ أَيْ مُضْطَرِبٌ ve yukâlu: نَاقَةٌ سَفِيهُ الزِّمَامِ أَيْ مُضْطَرِبَتُهُ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı