ṡaḵar ~ سَقَرُ

Kamus-ı Muhit - سقر maddesi

سَقَرُ [ṡaḵar] (fethateynle) Cehennem esmâsındandır, eʹâzenallâhu taʹâlâ minhâ. Ve işbu سَقَرُ [saḵar] kelimesi maʹrifedir, yaʹnî ʹalemiyyet ve vezn-i fiʹl ʹilletleriyle gayr-i munsarıftır. Mü΄ellifin Baṡâ΄ir’de beyânına göre maʹnâ-yı mezkûrdan me΄hûzdur, baʹzılar ʹucmeliğine zâhib olmuşlardır. Ve

سَقَرُ [Saḵar] Mekke’de Manṡûr Ḣalîfe’nin kasrı olduğu mevziʹe müşrif bir cebel adıdır.

اَلسَّقْرُ [es-saḵr] (sîn’in fethi ve ḵâf’ın sükûnuyla) صَقْرٌ [ṡaḵr] kelimesinde lügattir ki çakır doğana denir; sîn ve ṡâd birbirine muʹâkiblerdir. Kezâlik صَقْرٌ [ṡaḵr] maʹnâsınadır ki vücûdu güneş gereği gibi çalıp yakmakla âzürde kılmak maʹnâsınadır; yukâlu: سَقَرَتْهُ الشَّمْسُ سَقْرًا مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ إِذَا لَوَّحَتْهُ بِحَرِّهَا وَآذَتْهُ Ve pezevenklik eylemek maʹnâsına müstaʹmeldir ki sâhib-i haremi سَقْرٌ [saḵr] eder; yukâlu: فُلاَنٌ يَسْقُرُ عَلَى الْحَرَمِ أَيْ يَقُودُ قِيَادَةً Ve

سَقْرٌ [saḵr] Pekmeze ıtlâk olunur; tekûlu: أَكَلْنَا السَّقْرَ أَيِ الدِّبْسَ Ve esâmîdendir: Saḵr b. ʹAbdurraḩîm ve Saḵr b. ʹAbdurraḩmân ve Saḵr b. Ḩuseyn ve Saḵr b. ʹAddâs ve Ebu’s-Saḵr Yaḩyâ b. Yezdâd muhaddislerdir.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı