اَلسَّقْطُ [es-saḵṯ] (sîn’in harekât-ı selâsıyla) Hılkati nâ-tamâm olan düşüğe denir; yukâlu: أَلْقَتْ سَقْطًا مَيِّتًا وَهُوَ الْوَلَدُ لِغَيْرِ تَمَامٍ Ve
سَقْطُ الزَّنْدِ [saḵṯu’z-zend] Çakmak çakarken sıçrayıp düşen kıvılcımlara denir. Bedevîlerin çakmakları ağaçtan olmakla henüz çakması müstahkem olmazdan mukaddem aralığına sıçrayıp düşer. Ve bu müzekkerdir, mü΄ennes dahi olur. Ve
سَقْطُ الرَّمْلِ [saḵtu’r-reml] مَسْقَطٌ [mesḵaṯ] gibi ʹazîm kumluğun galebe ve kesreti nihâyet bulup inceldiği yerine ıtlâk olunur; yukâlu: هَذَا سَقْطُ الرَّمْلِ وَمَسْقَطُهُ أَيْ حَيْثُ انْقَطَعَ مُعْظَمُهُ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı