اَلسَّنَائِنُ [es-senâ΄in] (sîn’in fethi ve yâ’nın kesriyle) Tarîkat-ı vâhide maʹnâsına gelir; yukâlu: جَاءَتِ الرِّيحُ سَنَائِنَ إِذَا جَاءَتْ عَلَى طَرِيقَةٍ وَاحِدَةٍ لَا تَخْتَلِفُ Ve
سُنَّةٌ [sunnet] Sîrete dahi derler. Ve
سُنَّةٌ [sunnet] Medîne-i münevvere hurmâlarından bir nevʹe dahi derler. Ve
سُنَّةُ اَلْوَجْهِ [sunnetu’l-vech] Yüzün sûretine ve hey΄etine dahi derler.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı