اَلسُّمَّهَى [es-summehâ] (sîn’in zammı ve mîm’in fethi ve teşdîdi ve elifin kasrıyla) Bir kimse bilmediği yere gitmek, Ebû ʹAmr rivâyeti üzere; yukâlu: جَرَى فُلَانٌ السُّمَّهَى إِذَا جَرَى إِلَى غَيْرِ أَمْرٍ يَعْرِفُهُ Ve
سُمَّهَى [summehâ] Kizbe ve bâtıla dahi derler. Ve
سُمَّهَى [summehâ] Deve her cânibe dağılmağa dahi derler; yukâlu: ذَهَبَتْ إِبِلُهُ سُمَّهَى إِذَا تَفَرَّقَتْ فِي كُلِّ وَجْهٍ Ve
سُمَّهَى [summehâ] Yerle gök arasında olan havâya dahi derler.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı