ʹurc ~ عُرْجُ

Kamus-ı Muhit - عرج maddesi

عُرْجُ [ʹurc] ve

عُرَاجُ [ʹurâc] (ʹayn’ların zammıyla) Maʹrife ve gayr-i munsarıf olarak ضِبَاعٌ [ḋibâʹ] yaʹnî sırtlan ve yeleli kurt taʹbîr olunan cânverin gürûhuna denir, قَبِيلَةٌ [ḵabîlet] menzilesine tenzîl eylemişlerdir, yaʹnî قَبِيلَةٌ [ḵabîlet] menzilesine tenzîl eylemeleriyle maʹrife ve te΄nîs ʹilletlerinden gayr-i munsarıf oldular. Aksak sûretinde reftârları bâʹis-i ıtlâktır.

اَلْعَرْجُ [el-ʹArc] (ʹayn’ın fethi ve râ’nın sükûnuyla) Yemen’de bir belde adıdır. Ve Hužeyl kabîlesi diyârında bir mevziʹ adıdır. Ve tarîk-i Mekke’de bir menzil adıdır; ʹAbdullâh b. ʹAmr b. ʹOšamp;mân b. ʹAffân el-ʹArcî eş-Şâʹir oradandır. Mü΄ellif bu mâddeyi وَبِالْفَتْحِ ʹunvânıyla resm eylemekle ʹâdeti üzere evvelin fethi ve sânînin sükûnuyla takyîd olundu, zîrâ dîbâcede beyân olunduğu üzere بِالْفَتْحِ dedikte murâd resm-i mezbûrdur ve بِالْكَسْرِ dedikte evvelin kesri ve sânînin sükûnuyladır ve بِالضَّمِّ dedikte evvelin zammı ve sânînin sükûnuyladır ve بِالتَّحْرِيكِ dedikte fethateynle yâhûd fetehâtladır; baʹzı hâmişte bî-vech iʹtirâz nâ-becâdır. Ve

عَرْجٌ [ʹarc] Deve sürüsüne denir ki seksen kadar, ʹalâ-kavlin seksenden doksana kadar yâhûd yüz elli ve ondan yukarıca yâhûd beş yüz bine kadar ola. Ve bu maʹnâda ʹayn’ın kesriyle lügattir. Cemʹi أَعْرَاجٌ [aʹrâc] gelir ve عُرُوجٌ [ʹurûc] gelir.

Vankulu Lugatı - عرج maddesi

اَلْإِعْرَاجُ [el-iʹrâc] (hemzenin kesriyle) Aksak etmek; yukâlu: أَعْرَجَهُ اللهُ Ve fiʹl-i taʹccübünde مَا أَشَدَّ إِعْرَاجَهُ dersin, مَا أَعْرَجَهُ demezsin, zîrâ şol nesne ki elvân kısmından ola yâhûd bedende yaratılmış nesne ola, ondan مَا أَفْعَلَهُ gelmez illâ أَشَدُّ lafzı ile. Ve

إِعْرَاجٌ [iʹrâc] Bir sürü deve bağışlamak; yukâlu: أَعْرَجْتُكَ أَيْ وَهَبْتُكَ عَرْجًا مِنَ الْإِبِلِ Ve

عَرْجٌ [ʹarc] (ʹayn-ı mühmelenin fethi ve râ’nın sükûnuyla) Bir sürü deve, ʹalâ-mâ se-yecî΄u.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı