اَللُّمْعَةُ [el-lumʹat] (غُرْفَةٌ [ġurfet] vezninde) Şol ot parçasına denir ki sararıp kurumağa yüz tutmuş ola; cemʹi لِمَاعٌ [limâʹ] gelir, كِتَابٌ [kitâb] vezninde; yukâlu: أَصَابَ لُمْعَةً مِنَ الْكَلَإِ أَيْ قِطْعَةً مِنْهُ أَخَذَتْ فِي الْيُبْسِ Ve cemâʹat-i insânîye ıtlâk olunur; yukâlu: جَاءَتْ لُمْعَةٌ مِنَ النَّاسِ أَيْ جَمَاعَةٌ Ve ʹörf-i şerʹde bedende âbdestte yâhûd guslde su dokunmayıp kuru kalan yerceğize ıtlâk olunur; yukâlu: بِهِ لُمْعَةٌ لَمْ يُصِبْهَا الْوَضُوءُ أَيْ مَوْضِعٌ Ve sedd-i ramak edecek kadar dirliğe ıtlâk olunur; yukâlu: مَعَهُ لُمْعَةٌ مِنَ الْعَيْشِ أَيْ بُلْغَةٌ Ve
لُمْعَةُ الْجَسَدِ [lumʹatu’l-cesed] Bedenin beşeresinin parıldamasından ʹibârettir.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı