اَللَّهِقُ [el-lehiḵ] (كَتِفٌ [ketif] ve فَرَحٌ [feraḩ] veznlerinde) Şol ak deveye denir ki renginde nevʹan aşkarlık ola ki çil olur; mü΄ennesi لَهِقَةٌ [lehiḵat]tır, cemʹi لَهِقَاتٌ [lehiḵât]tır, ve لِهَاقٌ [lihâḵ]tır lâm’ın kesriyle. Ve
لَهِقٌ [lehiḵ] Beyâz öküze denir. Ve mutlakan ak nesneye denir. Ve pek ak nesneye vasf olur, ke-mâ se-yukeru; mü΄ennesi لَهِقَةٌ [lehiḵat]tır. ʹAlâ-kavlin لَهَقٌ [lehaḵ] parıltılı olmayan ak nesneye denir, sevr ve sevb ve şeybde vasf olur; yukâlu: شَيْءٌ لَهِقٌ وَلَهَقٌ أَيْ أَبْيَضُ أَوِ اللَّهَقُ بِفَتْحَتَيْنِ اَلْأَبْيَضُ لَيْسِ بِذِي بَرِيقٍ Ve
لَهَقٌ [lehaḵ] (fethateynle) Masdar olur, pek ak olmak maʹnâsına; yukâlu: لَهِقَ الشَّيْءُ لَهَقًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا ابْيَضَّ شَدِيدًا
اَللَّهَقُ [el-lehaḵ] (fethateynle) Ak olan nesne, ebyaz maʹnâsına. Ve
لَهَقٌ [lehaḵ] لَهَاقٌ [lehâḵ]tan kasr olunup ak sığır maʹnâsına da gelir. Ve
لَهَقٌ [lehaḵ] Ağrımak maʹnâsına da gelir; yukâlu: لَهِقَ لَهَقًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا ابْيَضَّ Ve
لَهَقٌ [lehaḵ] Şedîdü’l-beyâz maʹnâsına da gelir; يَقَقٌ [yeḵaḵ] gibi, zikr olunan maʹnâda.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı