Lihb ~ لِهْبٌ

Kamus-ı Muhit - لهب maddesi

اَللِّهْبُ [el-lihb] (lâm’ın kesriyle) İki dağın aralığında olan boş fürceye denir; ʹalâ-kavlin dağlarda olan çatlağa denir, şikâf-ı kûh maʹnâsına. Yâhûd dağ aralığında olan küçük ve daracık dağ yoluna denir, şiʹb-i sagîr maʹnâsına. Yâhûd dağın şol yüzüne denir ki duvar tarzında yalçın ve sarp ve yüksek olmakla oradan yukarı çıkmak mümkin olmaya. Cemʹi أَلْهَابٌ [elhâb] gelir ve لُهُوبٌ [luhûb] gelir lâm’ın zammıyla ve لِهَابٌ [lihâb] gelir lâm’ın kesriyle ve لِهَابَةٌ [lihâbet] gelir hâ’yla. Ve

لِهْبٌ [Lihb] Yemen’de Ezd kabîlesinden münşaʹib bir kabîle adıdır.

اَللَّهْبُ [el-lehb] (ضَرْبٌ [ḋarb] vezninde) ve

اَللَّهَبُ [el-leheb] (تَعَبٌ [taʹab] vezninde) ve

اَللَّهِيبُ [el-lehîb] (أَمِيرٌ [emîr] vezninde) ve

اَللُّهَابُ [el-luhâb] (غُرَابٌ [ġurâb] vezninde) ve

اَللَّهَبَانُ [el-lehebân] (fetehâtla) Âteş tütünden kurtulup ʹalevlenmek maʹnâsınadır; ʹalâ-kavlin لَهَبٌ [leheb] âteşin çıkan sivri ʹalevine denir, لِسَانُ النَّارِ [lisânu’n-nâr] maʹnâsına ki Fârisîde zebâne derler. Ve لَهِيبٌ [lehîb] âteşin ıssılığına denir, حَرُّ النَّارِ [ḩarru’n-nâr] maʹnâsına. Pes evvele göre mecmûʹu masdar olur ki bâb-ı râbiʹdendir; yukâlu: لَهِبَتِ النَّارُ إِذَا اشْتَعَلَتْ خَالِصَةً مِنَ الدُّخَانِ Ve sânîye göre bu iki ism olur, sâ΄irleri masdar olur. Ve

لَهَبٌ [leheb] (fethateynle) Pek susamak maʹnâsına istiʹmâl olunur; yukâlu: لَهِبَ لَهَبًا مِنَ الْبَابِ الْمَزْبُورِ إِذَا عَطِشَ Ve

لَهَبٌ [leheb] Havâya ağıp çıkan gubâra denir.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı