اَلنَّحْزُ [en-naḩz] İtmek ve dürtmek; tekûlu: نَحَزْتُهُ بِرِجْلِي إِذَا رَكَلْتَهُ Ve رَكْلٌ [rekl] Ayakla dürtmek ve tepmek maʹnâsınadır. Ve
نَحْزٌ [naḩz] Bir nesneyi havan ile döğmektir. Ve
نَحْزٌ [naḩz] Göğüse muşt vurmağa da derler, Ebû Zeyd rivâyeti üzere; yukâlu: نَحَزَهُ فِي صَدْرِهِ مِثْلُ نَهَذَهُ إِذَا ضَرَبَهُ بِالْجُمْعِ Ve جُمْعٌ [cumʹ] cîm’in zammıyla parmakları cemʹ edip vurmaktır, muşt gibi ve yumruk gibi; ve yukâlu: اَلرَّاكِبُ يَنْحَزُ بِصَدْرِهِ وَاسِطَةَ الرَّجُلِ أَيْ يَدُقُّ Ve وَاسِطَةٌ [vâsiṯat] pâlânın ön kaşına derler, rükûba vesîle olduğu için وَاسِطَةٌ [vâsiṯat] derler.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı