اَلْوَقْطُ [el-vaḵṯ] (vâv’ın fethi ve ḵâf’ın sükûnuyla) Bir kimseye vurmakla vücûdunu ağırlaştırıp süst ve bî-mecâl eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: وَقَطَهُ وَقْطًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا ضَرَبَهُ حَتَّى أَثْقَلَهُ Ve horoz tavukla çiftleşmek maʹnâsınadır; yukâlu: وَقَطَ الدِّيكُ إِذَا سَفَدَ Ve bir kimse sütü pek çok içmekle vücûduna rehâvet verip ağırlaştırmak maʹnâsınadır; yukâlu: وَقَطَ اللَّبَنُ فُلاَنًا إِذَا أَثْقَلَهُ Ve
وَقْطٌ [vaḵṯ] Şol çukura denir ki galîz yerde yâhûd dağda olmakla onda yağmur suyu irkilir ola; وَقِيطٌ [veḵîṯ] dahi denir.
اَلْوِقَاطُ [el-viḵâṯ] (vâv’ın kesriyle) Cemʹi, zikr olunan çukurlar maʹnâsına. Ve
وَقْطٌ [vaḵṯ] Yere bırakmağa dahi derler; yukâlu: وَقَطَ بِهِ الْأَرْضَ إِذَا صَرَعَهُ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı