اَلْوَلْقُ [el-velḵ] (vâv’ın fethi ve lâm’ın sükûnuyla) Sürʹat etmek; yukâlu: جَاءَتِ الْإِبِلُ تَلِقُ أَيْ تُسْرِعُ Ve
وَلْقٌ [velḵ] Hiffetle dürtmeğe dahi derler, taʹn-ı hafîf maʹnâsına; yukâlu: وَلَقَهُ يَلِقُهُ وَلْقًا Ve
وَلْقٌ [velḵ] Vurmağa dahi derler; yukâlu: وَلَقَهُ بِالسَّيْفِ وَلَقَاتٍ أَيْ ضَرَبَاتٍ Ve
وَلْقٌ [velḵ] Seyrde yâhûd kizbde istimrâr üzere olmağa dahi derler. Ve ʹÂ΄işe-i Ṡiddîḵa radıyallâhu ʹanhâ: “إِذْ تَلِقُونَهُ بِأَلْسِنَتِكُمْ” (النور، 15) kırâ΄at etmiştir, tâ’nın fethi ve lâm’ın kesriyle.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı