اَلْهَنْعُ [el-henʹ] (مَنْعٌ [menʹ] vezninde) Bir nesneyi birbiri üzere dürüp sarar gibi eğip bükmek maʹnâsınadır, iplik kelebini ve sepet örecek çubukları birbiri üzerine eğip bükmek gibi; yukâlu: هَنَعَ الشَّيْءَ هَنْعًا مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ إِذَا عَطَفَهُ وَثَنَى بَعْضَهُ عَلَى بَعْضٍ Ve zikr olunan menzil-i هَنْعَةٌ [Henʹat]ın sebeb-i tesmiyesi bu maʹnâdandır ki gûyâ onda olan kevkebler birbirinin üzerine eğilip sarılmış sûretindedirler. Ve
هَنْعٌ [henʹ] Tevâzuʹ ve huzûʹ eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: هَنَعَ لَهُ إِذَا خَضَعَ
اَلْهَنْعَاءُ [el-henʹâ΄] (hâ’nın fethi ve nûn’un sükûnu ve elifin meddiyle) Mü΄ennesi; yukâlu: ظَلِيمٌ أَهْنَعُ وَنَعَامَةٌ هَنْعَاءُ إِذَا كَانَ فِي عُنُقِهَا الْتِوَاءُ حَتَّى يَقْصُرَ لِذَلِكَ كَمَا يَفْعَلُهُ الطَّائِرُ الطَّوِيلُ الْعُنُقِ Ve إِلْتِوَاءٌ [iltivâ΄] burulmağa derler. Ve
هَنْعَاءُ [henʹâ΄] Şol dağa derler ki alçak ola. Ve bu سَطْعَاءُ [saṯʹâ΄]ın zıddıdır. Ve
هَنَعٌ [henaʹ] Kırmızı geyik boynunda olur, siyâh geyik boynunda olmaz demişler, kırmızı geyik boynunda kısalık olduğu için.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı