Aṯlâl ~ أَطْلَالٌ

Kamus-ı Muhit - أطلال maddesi

أَطْلَالٌ [Aṯlâl] (hemzenin fethiyle) Bukeyr eş-Şeddâḣî nâm sahâbenin nâkası yâhûd kısrağı ismidir. Mûmâileyh Saʹd b. Ebî Vaḵḵâṡ ile Ḵâdisiyye vakʹasına hâzır olmuştur. Ve dâbbe-i merkûmenin tekellüm eylediğini zuʹm ve nakl ederler. Sûreti budur ki esnâ-yı muhârebede nehr-i Ḵâdisiyye’nin verâsında bulunup dâd u sitâde meşgûl iken ʹacemler nehrin cisrini katʹ eylemeleriyle ʹavdetinde pîş ü pesinden reh-güzer memnûʹ olup aʹdâ dahi tazyîk üzere olmağın mütehayyir olmakla dâbbe-i mezkûreye ثِبِي يَا أَطْلَالُ yaʹnî bu nehri öteye pertâv eyle diye çağırdıkta dâbbe dahi وَثْبٌ وَسُورَةُ الْبَقَرَةِ deyip hemân berk-ı hâtif gibi öte tarafa pertâv eyledi. وَثْبٌ kavli عَلَيَّ وَثْبٌ takdîrindedir ki öte sıçramak üzerime vâcibdir demektir. Ve سُورَةُ الْبَقَرَةِ kavli kasemdir. Şârih der ki nehr-i mezbûrun ʹarzı tamâm kırk zirâʹ idi, ʹacemler vech-i mezkûr üzere dâbbenin tekellümünü istimâʹ ve bu resme vüsûbunu müşâhede eylediklerinde bunlar âsumânîlerdir, bir vechle mukâvemet eylemek mümkin değildir deyip ʹinân-gerây-ı semt-i idbâr oldular.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı