اَلتَّضَاغُنُ [et-teḋâġun] (تَفَاعُلٌ [tefâʹul] vezninde) ve
اَلْإِضْطِغَانُ [el-iḋṯiġân] (إِفْتِعَالٌ [iftiʹâl] vezninde) Birbirine derûnlarında kîn tutmak maʹnâsınadır; yukâlu: تَضَاغَنُوا وَاضْطَغَنُوا إِذَا انْطَوَوْا عَلَى الْأَحْقَادِ Ve
إِضْطِغَانٌ [iḋṯiġân] Bir nesneyi koltuk altına almak maʹnâsınadır; yukâlu: إِضْطَغَنَهُ إِذَا أَخَذَهُ تَحْتَ حِضْنِهِ
اَلْإِضْطِغَانُ [el-iḋṯiġân] (hemzenin ve ṯâ’nın kesriyle) Bi-maʹnâhu; yukâlu: تَضَاغَنَ الْقَوْمُ وَاضْطَغَنُوا إِذَا انْطَوَوْا عَلَى الْأَحْقَادِ Ve
إِضْطِغَانٌ [iḋṯiġân] Bir nesneyi koltuğa almağa dahi derler; yukâlu: إِضْطَغَنْتُ الشَّيْءَ إِذَا أَخَذْتَهُ تَحْتَ حِضْنِكَ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı