اَلْإِطْنَابَةُ [el-iṯnâbet] (hemzenin kesriyle) Bu dahi kûşe-i kemâna bend olunan sinire denir, طُنُبٌ [ṯunub] gibi. Ve
إِطْنَابَةٌ [iṯnâbet] Sâyebâna denir, مِظَلَّةٌ [miżallet] maʹnâsına. Ve bir hatun adıdır ki oğlu ʹAmr şuʹarâdandır.
اِبْنُ الْإِطْنَابَةِ [İbnu’l-İṯnâbet] (hemzenin kesriyle) Bir şâʹirin adıdır. Ve
إِطْنَابَةٌ [iṯnâbet] Sâyebâna da derler. Ve şol tasmaya dahi derler ki kirişin başına bağlarlar, yayın kirişi kesilmesin diye. Ve sâhib-i Ṡurâḩ’ın إِطْنَابَةٌ [iṯnâbet] “sâyebân ve devâlî ki ber-kabzahâ-yi kemân bendend” dediği yaʹnî yay kabzasında olan kayışa derler dediği sehvdir.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı