اَلْخَسْرُ [el-ḣasr] (كَسْرٌ [kesr] vezninde) ve
اَلْخَسَرُ [el-ḣaser] (fethateynle) ve
اَلْخُسْرُ [el-ḣusr] (ḣâ’nın zammıyla) ve
اَلْخُسُرُ [el-ḣusur] (zammeteynle) ve
اَلْخُسْرَانُ [el-ḣusrân] (فُرْقَانٌ [furḵân] vezninde) ve
اَلْخَسَارَةُ [el-ḣasâret] ve
اَلْخَسَارُ [el-ḣasâr] (ḣâ’ların fethiyle) Bir kimse yolundan azmak ve dâll ve güm-râh olmak maʹnâsınadır, yukâlu: خَسِرَ الرَّجُلُ وَخَسَرَ خَسْرًا وَخَسَرًا وَخُسْرًا وَخُسُرًا وَخُسْرَانًا وَخَسَارَةً وَخَسَارًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ وَالثَّانِي إِذَا ضَلَّ Ve beyʹ ü şirâda ziyân eylemek ʹalâ-kavlin aldanmak maʹnâsınadır; yukâlu: خَسِرَ التَّاجِرُ إِذَا وُضِعَ فِي تِجَارَتِهِ أَوْ غُبِنَ Ve
خَسْرٌ [ḣasr] (كَسْرٌ [kesr] vezninde) ve
خُسْرَانٌ [ḣusrân] Bir nesneyi eksiltmek maʹnâsınadır; yukâlu: خَسَرَ الشَّيْءَ خَسْرًا وَخُسْرَانًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا نَقَصَهُ
اَلْخَسَارُ [el-ḣasâr] ve
اَلْخَسَارَةُ [el-ḣasâret] (ḣâ’nın fethiyle ikisinde dahi) ve
اَلْخَيْسَرَى [el-ḣayserâ] (ḣâ’nın fethi ve yâ’nın sükûnu ve şîn’in fethi ve elifin kasrıyla) Helâk olmak ve azmak maʹnâsına.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı