eş-şeyṯûṯat ~ اَلشَّيْطُوطَةُ

Kamus-ı Muhit - الشيطوطة maddesi

اَلشَّيْطُ [eş-şeyṯ] (خَيْطٌ [ḣayṯ] vezninde) ve

اَلشَّيْطُوطَةُ [eş-şeyṯûṯat] (شَيْخُوخَةٌ [şeyḣûḣat] vezninde) ve

اَلشِّيَاطَةُ [eş-şiyâṯat] (كِتَابَةٌ [kitâbet] vezninde) Muhterik olmak maʹnâsınadır; yukâlu: شَاطَ الشَّيْءُ يَشِيطُ شَيْطًا وَشَيْطُوطَةً وَشِيَاطَةً إِذَا احْتَرَقَ Ve yağı ve zeyti sızdırırken koyulanıp katılanmak, ʹalâ-kavlin yanmak derecesinde nuzc bulmak maʹnâsınadır; yukâlu: شَاطَ السَّمْنُ وَالزَّيْتُ إِذَا خَثُرَ أَوْ نَضِجَ حَتَّى كَادَ يَهْلِكُ Ve helâk olmak maʹnâsınadır; yukâlu: شَاطَ فُلاَنٌ إِذَا هَلَكَ وَمِنْهُ الشَّيْطَانُ فِي قَوْلٍ Zîrâ baʹzılar “ش،ط،ن” mâddesinden me΄hûzdur dediler. Sânîye göre nûn’u asliyye ve vezni feyʹâl olur ki baʹîd ʹani’r-rahme demek olur. Ve evvele göre nûn’u zâ΄ide ve vezni faʹlân olur, hâlik demek olur. Ve baʹzılar ihtirâk maʹnâsından ahz eylediler, nârdan mahlûk olduğu mülâbesesiyle. Ve

شَيْطٌ [şeyṯ] Boğazlanan kurbândan katʹâ bir pây kalmamak üzere herkese dağılmak maʹnâsınadır; yukâlu: شَاطَتِ الْجَزُورُ إِذَا تَنَفَّقَتْ Ve kanları birbirine katıp karıştırmak maʹnâsınadır ki maktûl mukâbili kâtili katl eylemekten ʹibârettir; yukâlu: شَاطَ الدِّمَاءَ إِذَا خَلَطَهَا كَأَنَّهُ سَفَكَ دَمَ الْقَاتِلِ عَلَى دَمِ الْمَقْتُولِ Ve bir işte ʹacele eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: شَاطَ فِي الْأَمْرِ إِذَا عَجِلَ Ve dem heder ve bâtıl olmak maʹnâsınadır; yukâlu: شَاطَ دَمُهُ إِذَا ذَهَبَ Ve tencere dibine taʹâm yapışmak maʹnâsınadır; yukâlu: شَاطَتِ الْقِدْرُ إِذَا لَصِقَ بِأَسْفَلِهَا شَيْءٌ مُحْتَرِقٌ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı