el-mirbâʹ ~ اَلْمِرْبَاعُ

Kamus-ı Muhit - المرباع maddesi

اَلْمِرْبَاعُ [el-mirbâʹ] (مِصْبَاحٌ [miṡbâḩ] vezninde) Bu dahi orta boylu adama denir. Ve nebâtı evvel-i bahârda nâbit olur olan mekâna denir; yukâlu: مَكَانٌ مِرْبَاعٌ إِذَا كَانَ يَنْبُتُ نَبَاتُهُ فِي أَوَّلِ الرَّبِيعِ Ve

مِرْبَاعٌ [mirbâʹ] Mâl-ı ganîmetin rubʹuna denir ki Câhiliyye’de emîr ve serʹ-asker olanlar ahz eder idi; dîn-i İslâm’da humus ahz olunur. Kâle’ş-şârih ve minhu’l-hadîsu: قَالَ لِعَدِيِّ بْنِ حَاتَمٍ ḣإِنَّكَ تَأْكُلُ الْمِرْبَاعَḢ وَهُوَ رُبْعُ الْغَنِيمَةِ الَّذِي كَانَ يَأْخُذُهُ الرَّئِيسُ فِي الْجَاهِلِيَّةِ Ve şol nâkaya denir ki bahârda doğurmak ʹâdeti ola, ʹalâ-kavlin ibtidâ döl dökümü vaktinde doğurmak ʹâdeti ola; yukâlu: نَاقَةٌ مِرْبَاعٌ أَيْ مُعْتَادَةٌ بِأَنْ تُنْتَجَ فِي الرَّبِيعِ أَوِ الَّتِي تَلِدُ فِي أَوَّلِ النِّتَاجِ

Vankulu Lugatı - المرباع maddesi

اَلرَّبْعُ [er-rebʹ] (râ’nın fethi ve bâ’nın sükûnuyla) Dördüncü olmak; tekûlu: رَبَعْتُ الْقَوْمَ أَرْبَعُهُمْ مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ إِذَا صِرْتَ رَابِعَهُمْ Ve ganîmet mâlının dört bahşta bir bahşın almağa dahi derler. Ve fi’l-hadîsi: “أَلَمْ أَجْعَلْكَ تَرْبَعُ” أَيْ تَأْخُذُ الْمِرْبَاعَ” Ve

اَلْمِرْبَاعُ [el-mirbâʹ] (mîm’in kesri ve râ’nın sükûnuyla) رُبْعٌ [rubʹ] maʹnâsınadır râ’nın zammıyla, nitekim مِعْشَارٌ [miʹşâr] عُشْرٌ [ʹuşr] maʹnâsınadır. Ve bu iki kelimeden gayrı kelâm-ı ʹArabda mesmûʹ olmamıştır.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı