اَلدَّائِنُ [ed-dâ΄in] ve
اَلْمَدِينُ [el-medîn] (مَكِيلٌ [mekîl] vezninde) ve
اَلْمَدْيُونُ [el-medyûn] ve
اَلْمُدَانُ [el-mudân] (مُجَابٌ [mucâb] vezninde ve dâl’ı müşedded olur) Ödünç almış borçluya yâhûd borcu çok adama denir; yukâlu: رَجُلٌ دَائِنٌ وَمَدِينٌ وَمَدْيُونٌ وَمُدَانٌ أَيْ عَلَيْهِ دَيْنٌ أَوْ كَثِيرٌ Şârih der ki دَائِنٌ [dâ΄in] borç veren adama da denir, niteki fiʹlleri zikr olundu.
اَلْمَدْيُونُ [el-medyûn] (mîm’in fethi ve dâl’ın sükûnu ve yâ’nın zammı ile) Bi-maʹnâhu. Ve
دَيْنٌ [deyn] İstikrâz maʹnâsına dahi gelir; yukâlu: دَانَ فُلَانٌ يَدِينُ دَيْنًا إِذَا اسْتَقْرَضَ وَصَارَ عَلَيْهِ دَيْنٌ فَهُوَ دَائِنٌ Ve
مَدْيُونٌ [medyûn] Kesîrü’d-deyn maʹnâsına da gelir; yukâlu: رَجُلٌ مَدْيُونٌ إِذَا كَثُرَ مَا عَلَيْهِ مِنَ الدَّيْنِ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı