turʹat ~ تُرْعَةٌ

Kamus-ı Muhit - ترعة maddesi

Şârih der ki Ebû ʹUbeyd işbu: “إِنَّ مِنْبَرِي هَذَا عَلَى تُرْعَةٍ مِنْ تُرَعِ الْجَنَّةِ” hadîsi tefsîrinde كَأَنَّهُ قَالَ عَلَى بَابٍ مِنْ أَبْوَابِ الْجَنَّةِ وَهُوَ الْوَجْهُ ʹibâretini sebt eylemişidi ki burada تُرْعَةٌ [turʹat]ı derece ve ravza maʹnâlarına haml eylemeyip bâb maʹnâsına haml eylemek evcehtir demektir. Mü΄ellif وَهُوَ الْوَجْهُ kavlini maʹnâ-yı mahsûs fehm eylemekle هُوَ lafzını tayy edip وَالْوَجْهُ ʹunvânıyla resm eylemiştir, yoksa تُرْعَةٌ [turʹat]in vech maʹnâsına vürûdu bir lügatte sâbit değildir. İntehâ. Ve

تُرْعَةٌ [turʹat] Çeşmenin ve nehrin başında yâ kenârında su alacak ve su salacak gediğe denir ki su savağı ve su geveri taʹbîr olunur; yukâlu: سُدَّ التُّرْعَةَ أَيْ مَفْتَحَ الْمَاءِ حَيْثُ يَسْتَقِي النَّاسُ Ve pâye ve derece maʹnâsınadır; yukâlu: رَفِيعُ التُّرْعَةِ أَيِ الدَّرَجَةِ Ve yüksek yerde olan çemen-zâra ve ravza ve merg-zâra denir. Kâle’ş-şârih: وَفُسِّرَ الْحَدِيثُ الْمَذْكُورُ بِهِ Ve havuz başında su içinlerin duracakları makâma denir. Ve minberin basamağına ve merdivenine denir. Ve nehrden cedvelin ayrıldığı ağza denir. Ve

تُرْعَةُ [Turʹat] Şâm’da bir karye adıdır. Ve Ṡaʹîd-i aʹlâda bir karye adıdır ki balık salamurası Mıṡır’a oradan celb olunur.

Vankulu Lugatı - ترعة maddesi

اَلتُّرْعَةُ [et-turʹat] (tâ’nın zammı ve râ’nın sükûnuyla) Kapı, bâb maʹnâsına. Ve fi’l-hadîsi: “إِنَّ مِنْبَرِي هَذَا عَلَى تُرْعَةٍ مِنْ تُرَعِ الْجَنَّةِ” Ve baʹzılar eyitti: Hadîs-i şerîfte تُرْعَةٌ [turʹat] رَوْضَةٌ [ravḋat] maʹnâsınadır. Ve baʹzılar eyitti: Derece maʹnâsınadır. Ve

تُرْعَةٌ [turʹat] Irmakların ağızlarına dahi derler.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı