tedbîr ~ تَدْبِيرٌ

Kamus-ı Muhit - تدبير maddesi

اَلتَّدْبِيرُ [et-tedbîr] (تَفْعِيلٌ [tefʹîl] vezninde) ʹÂkıbet-endîşlikle encâm-ı kâra nazar ve sarf-ı basar eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: دَبَّرَ الْأَمْرَ إِذَا نَظَرَ فِي عَاقِبَتِهِ وَتَفَكَّرَ Bir husûsun temşîti zımnında saʹy ve tertîb-i esbâb eylemek maʹnâsı bundan me΄hûzdur. Ve

تَدْبِيرٌ [tedbîr] Bir adam kendinin mevtine kölesinin ve câriyesinin ʹıtkını taʹlîk eylemek maʹnâsınadır ki mevtinden sonra onları âzâd olmalarını vasiyyet eylemekten ʹibârettir. O köleye مُدَبَّرٌ [mudebber] ve câriyeye مُدَبَّرَةٌ [mudebberet] denir; yukâlu:دَبَّرَ الْعَبْدَ إِذَا عَتَقَهُ عَنْ دُبُرٍ Bu gûne ʹıtk meşrûʹdur, lâkin gayr-i maʹkûldür, zîrâ mâlikinin mevtine müteveccih olup temennî eder, silsileli tarîk gibi. Ve baʹzısı fırsatında efendisini helâk eder. Sâ΄ir emre dahi taʹlîkte o emrin husûlüyle âzâd olur, niteki talâk emr-i meşrûʹ iken bî-iktizâ maʹkûl değildir. Ve

تَدْبِيرٌ [tedbîr] Bir kimseden bir kelâm ve haber nakl ve rivâyet eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: دَبَّرَ الْحَدِيثَ إِذَا رَوَاهُ وَنَقَلَهُ عَنْ غَيْرِهِ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı