اَلتَّسْنِيمُ [et-tesnîm] (تَفْعِيلٌ [tefʹîl] vezninde) Deveyi semirtip hörgücünü büyütmek maʹnâsınadır; yukâlu: سَنَّمَ الْكَلَأُ الْبَعِيرَ إِذَا عَظَّمَ سَنَامَهُ Ve kapı başlı doldurmak maʹnâsına müstaʹmeldir; yukâlu: سَنَّمَ الْإِنَاءَ إِذَا مَلَأَهُ Ve bir nesnenin üzerine ve üst tarafa çıkmak maʹnâsına müstaʹmeldir, yukâlu: سَنَّمَ الشَّيْءَ إِذَا عَلَاهُ Ve
تَسْنِيمُ الْقَبْرِ [tesnîmu’l-ḵabr] تَسْطِيحٌ [tasṯîḩ] mukâbilidir ki kabrin üzerini hörgüç şeklinde kümmî yapmaktan ʹibârettir; yukâlu: سَنَّمَ الْقَبْرَ ضِدُّ سَطَّحَهُ Ve
تَسْنِيمٌ [tesnîm] Cennette bir suyun ismidir ki cennetin guref ve kusûrları üzerinden cereyân eder ki her birine uğrayıp güzerân eder, ʹalâ-kavlin bir çeşmedir ki ehl-i cennet üzere yukarıdan aşağıya cârî olur.
تَسْنِيمٌ [tesnîm] (ʹalâ-vezni اَلتَّكْرِيم [et-tekrîm]) Cennette bir ırmağın adıdır. Kâlallâhu taʹâlâ: ﴿وَمِزَاجُهُ مِنْ تَسْنِيمٍ﴾ (المطففين، 27) Ve mezbûra تَسْنِيمٌ [tesnîm] dediler cennet çardakları ve kasrları üzerinde aktığından ötürü. Ve
تَسْنِيمُ الْقَبْرِ [tesnîmu’l-ḵabr] Kabrin üzerinde سَنَامٌ [senâm] misâlinde yüksek edip düz etmemek.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı