اَلْحَمْيُ [el-ḩamy] (ḩâ’nın fethi ve mîm’in sükûnuyla) ve
اَلْحِمَايَةُ [el-ḩimâyet] (كِتَابَةٌ [kitâbet] vezninde) ve
اَلْمَحْمِيَةُ [el-maḩmiyet] (مَنْزِلَةٌ [menzilet] vezninde) Bir nesneden mü΄ziyâtı menʹ ile hıfz eylemek maʹnâsınadır ki korumak taʹbîr olunur; yukâlu: حَمَى الشَّيْءَ يَحْمِيهِ حَمْيًا وَحِمَايَةً وَمَحْمِيَةً إِذَا مَنَعَهُ وَدَفَعَ عَنْهُ Ve
حَمْيٌ [ḩamy] ve
حَمِيَّةٌ [ḩamiyyet] (غَنِيَّةٌ [ġaniyyet] vezninde) ve
حِمَايَةٌ [ḩimâyet] كِتَابَةٌ [kitâbet] vezninde) ve
حَمْوَةٌ [ḩamvet] (تَمْرَةٌ [temret] vezninde) Otlağı koruyup koru kılmak maʹnâsınadır; yukâlu: حَمَى الْحِمَى حَمْيًا وَحَمِيَّةً وَحِمَايَةً وَحَمْوَةً إِذَا مَنَعَهُ Ve hastaya muzırr nesnelerden perhîz ettirmek maʹnâsınadır; yukâlu: حَمَى الْمَرِيضَ مَا يَضُرُّهُ إِذَا مَنَعَهُ إِيَّاهُ Bunda iki mefʹûle müteʹaddîdir.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı