ḩaly ~ حَلْيٌ

Kamus-ı Muhit - حلي maddesi

اَلْحَلْيُ [el-ḩaly] (ḩâ’nın fethi ve lâm’ın sükûnuyla) Zîb ve zînete denir ki düzgün taʹbîr olunur, gerek altın ve gümüş gibi maʹdeniyyâttan düzülmüş olsun ve gerek elmâs ve yâkût makûlesi cevher olsun; cemʹi حُلِيٌّ [huliyy] gelir ḩâ’nın zammıyla دُلِيٌّ [duliyy] gibi. Baʹzılar dedi ki حَلْيٌ [ḩaly] kelimesi cemʹdir, müfredi حَلْيَةٌ [ḩalyet]tir, تَمْرٌ [temr] ve تَمْرَةٌ [temret] gibi. Ve

حَلْيٌ [ḩaly] Masdar olur, hatun düzgüne mâlik olmak yâhûd düzünmek ve bezenmek yâhûd düzgünlü olmak maʹnâsınadır; yukâlu: حَلِيَتِ الْمَرْأَةُ حَلْيًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا اسْتَفَادَتْ حَلْيًا أَوْ لَبِسَتْهُ أَوْ صَارَتْ ذَاتَ حَلْيٍ Ve kavluhum: حَلِيَ فِي عَيْنِي قِيلَ مِنَ الْحَلْيِ Yaʹnî işbu حَلْيٌ [ḩaly] mâddesindendir, حَلَاوَةٌ [ḩalâvet]ten değildir.

Vankulu Lugatı - حلي maddesi

اَلْحَلْيُ [el-ḩaly] (ḩâ’nın fethi ve lâm’ın sükûnuyla) Nisâ tâ΄ifesinin zîb ve zîneti. Ve

حَلْيٌ [ḩaly] ʹAvrete zînet kılmağa dahi derler; tekûlu: حَلَيْتُ الْمَرْأَةَ أَحْلِيهَا حَلْيًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا جَعَلْتَ لَهَا حُلِيًّا

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı