ḩavs ~ حَوْسٌ

Kamus-ı Muhit - حوس maddesi

اَلْحَوْسُ [el-ḩavs] جَوْسٌ [cevs] vezninde ve mürâdifidir ki zikr olundu; yukâlu: حَاسُوا خِلاَلَ الْبُيُوتِ بِمَعْنَى جَاسُوا Kâle’ş-şârih وَقُرِئَ قَوْلُهُ تَعَالَى ḣفَحَاسُوا خِلاَلَ الدِّيَارِḢ، الآية Ve

حَوْسٌ [ḩavs] Yürürken eteği sürümek maʹnâsınadır; yukâlu: حَاسَتِ الْمَرْأَةُ ذَيْلَهَا إِذَا سَحَبَتْهُ Ve kassâb evvel-be-evvel postu yüzüp sıyırmak maʹnâsınadır ki murâd birden sıyırıp çıkarmayıp tedrîcî yüzerek sıyırmaktır; yukâlu: حَاسَ الْجَزَّارُ الْإِهَابَ إِذَا كَشَطَهُ فِي سَلْخِهِ أَوَّلاً فَأَوَّلاً Ve nâs aralığında dolaşıp nesne cerr ve taleb eylemek maʹnâsına müstaʹmeldir; ve minhu tekûlu: تَرَكْتُ فُلاَنًا يَحُوسُ بَنِي فُلاَنٍ أَيْ يَتَخَلَّلُهُمْ وَيَطْلُبُ فِيهِمْ

Vankulu Lugatı - حوس maddesi

اَلْحَوْسُ [el-ḩavs] (ḩâ’nın fethi ve vâv’ın sükûnuyla) Gezip cerr etmek; yukâlu: تَرَكْتُ فُلَانًا يَحُوسُ بَنِي فُلَانٍ أَيْ يَتَخَلَّلُهُمْ وَيَطْلُبُ فِيهِمْ بِرَّةً Ve

حَوْسٌ [ḩavs] Dağıtmağa dahi derler; yukâlu: حَمَلَ فُلَانٌ عَلَى الْقَوْمِ فِي سَهْمٍ Ve حَاسُوا خِلَالَ الدِّيَارِ dedikleri جَاسُوا خِلَالَ الدِّيَارِ gibidir haber tecessüs etmek maʹnâsına. Ve fi’l-hadîsi: “أَنَّ عُمَرَ رضي الله عنه قَالَ لِرَجُلٍ بَلْ تَحُوسُكَ فِتْنَةٌ” Yaʹnî “Seni fitne ihâta eder.”

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı