râḋiʹ ~ رَاضِعٌ

Kamus-ı Muhit - راضع maddesi

اَلرَّضِعُ [er-reḋiʹ] (كَتِفٌ [ketif] vezninde) Bu dahi ism-i fâʹildir ki bâb-ı râbiʹdendir; bunun cemʹi رُضُعٌ [ruḋuʹ]dur, عُنُقٌ [ʹunuḵ] vezninde. Ve

رَاضِعٌ [râḋiʹ] Şol nâkes ve le΄îm şahsa denir ki gûyâ ki lü΄m ve hisseti süt yerine anasının memesinden emmiş ola ki murâd mâder-zâd le΄îm ve nâkestir. Ve ʹArabların لَئِيمٌ رَاضِعٌ dediklerinin menşe΄i budur ki bir hasîs ve le΄îm kimse var idi, dâ΄imâ devesini sağmayıp memesini ağzına alıp emer idi, tâ ki faşırtısını komşular ve sâ΄iller işitip kendisinden süt taleb eylemeyeler. Baʹdehu her le΄îm ve nâkese vasf eylediler. Ve bundan fiʹl tasrîf eylediler, ke-mâ se-yuzkeru. Ve

رَاضِعٌ [râḋiʹ] Yanında süt kabı taşımaz olan çobana denir, tâ ki kendisinden bir adam süt istedikte yanımda kap yoktur diye vermemeğe bahâne eyleye; yukâlu: راَعٍ رَاضِعٌ إِذَا كَانَ لاَ يُمْسِكُ مَعَهُ مِحْلَبًا فَإِذَا سُئِلَ اللَّبَنَ اعْتَلَّ بِذَلِكَ Ve dişleri aralığında kalan taʹâm bakiyyesini le΄âmetinden nâşî taşra atmayıp hulâl ile yâ diliyle çıkarıp ekl eder olan kimseye denir; yukâlu: رَجُلٌ رَاضِعٌ إِذَا كَانَ يُدْخِلُ الْخُلاَلَةَ مِنْ بَيْنِ أَسْنَانِهِ لِئَلاَّ يَفُوتَهُ شَيْءٌ Ve halktan dâ΄imâ nesne cerr ve su΄âl eden kimseye denir, gûyâ ki halkı emer; yukâlu: فُلاَنٌ رَاضِعٌ إِذَا كَانَ يَرْضَعُ النَّاسَ أَيْ يَسْأَلُهُمْ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı