Râfiḋat ~ رَافِضَةٌ

Kamus-ı Muhit - رافضة maddesi

اَلرَّافِضَةُ [er-râfiḋat] Çoban geriden gözeterek kendi başlarına müseyyeb otlayıcı develere denir; رَفْضٌ [rafḋ] dahi denir; yukâlu: إِبِلٌ رَافِضَةٌ وَرَفْضٌ أَيْ رَاعِيَةٌ وَحْدَهَا وَالرَّاعِي يَنْظُرُ إِلَيْهَا Ve başbuğlarını ve serʹ-askerlerini terk eden ʹaskere denir; رَوَافِضُ [revâfiḋ] cemʹidir; yukâlu: لاَ خَيْرَ فِي الرَّوَافِضِ وَهِيَ كُلُّ جُنْدٍ تَرَكُوا قَائِدَهُمْ Ve

رَافِضَةٌ [Râfiḋat] Şîʹa tâ΄ifesinden bir fırkaya ıtlâk olunur ki mukaddemâ Zeyd b. ʹAlî b. el-Ḩüseyn b. ʹAlî el-Murtaḋâ radiyallâhu ʹanhum hazretlerine beyʹat edip baʹdehu Zeyd’in Hazret-i Ebû Bekr ve ʹÖmer’den teberrî eylemesini istidʹâ eylemeleriyle “Onlar cedd-i emcedim ʹaleyhi’s-salâtu ve’s-selâm hazretlerinin vezîrleri idi, ne gûne teberrî edeyim!” diye ibâ eylediğinden Zeyd’i terk edip yanından dağılmalarıyla رَافِضَةٌ [râfiḋat] ıtlâk olundu; nisbetinde رَافِضِيٌّ [Râfiḋiyy] denir.

Vankulu Lugatı - رافضة maddesi

اَلرَّافِضَةُ [er-Râfiḋat] Kezâlik Şîʹa’dan bir tâ΄ifedir, Aṡmaʹî eyitti: Mezbûrlara رَافِضَةٌ [Râfiḋat] dediler Zeyd b. ʹAlî’yi terk ettiklerinden ötürü. Ve

رَافِضَةٌ [râfiḋat] Kezâlik merʹâda salma yürüyen deveye derler.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı