اَلزُّبْرَةُ [ez-zubret] (zâ’nın zammıyla) Arkada iki küreğin arasına denir ki yağrını taʹbîr olunur; yukâlu: رَجُلٌ وَأَسَدٌ ضَخْمُ الزُّبْرَةِ أَيِ الْكَاهِلِ Ve demir kıtʹasına denir; cemʹi زُبَرٌ [zuber] gelir, صُرَدٌ [ṡurad] vezninde ve زُبُرٌ [zubur] gelir zammeteynle; ve minhu fi’t-Tenzîl: ﴿آتُونِي زُبَرَ الْحَدِيدِ﴾ أَيِ الْقِطَعَ Ve arslanın ve sâ΄irin yağrınısında top olan kıl ve tüy külçesine ıtlâk olunur; yukâlu: أَسَدٌ ضَخْمُ الزُّبْرَةِ وَهِيَ الشَّعْرُ الْمُجْتَمِعُ بَيْنَ كَتِفَيْهِ Ve
زُبْرَةٌ [zubret] Demirci örsüne ıtlâk olunur, سِنْدَانٌ [sindân] maʹnâsına. Ve felekte bir kevkeb adıdır ki menâzil-i kamerdendir; hakîkati Esed burcunda musavver olan arslan sûretinin iki taraflı yağrınısında iki tâbân kevkeb olacaktır, kamer ona nâzil olur, ağustos evâ΄ilinde tulûʹ eder.
اَلزُّبْرَةُ [ez-zubret] (zâ’nın zammı ve bâ’nın sükûnuyla) İki kürek arası, kâhil maʹnâsına; yukâlu: رَجُلٌ أَزْبَرُ Ve
زُبْرَةٌ [Zubret] Şol iki yıldıza da derler ki onlar esed burcunun omuzları gibidir, kamer onda nâzil olur.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı