ʹâtiḵ ~ عَاتِقٌ

Kamus-ı Muhit - عاتق maddesi

اَلْعَاتِقُ [el-ʹâtiḵ] Âzâdlı kula denir ki zikr olundu. Ve yıllamış neş΄eli bâdeye denir, عَتِيقٌ [ʹatîḵ] gibi. Ve geniş tuluma denir; yukâlu: زِقٌّ عَاتِقٌ أَيْ وَاسِعٌ Ve yeni yetişmiş tâze kıza denir; yukâlu: هِيَ عَاتِقٌ أَيْ شَابَّةٌ أَوَّلَ مَا أَدْرَكَتْ Ve henüz ere varmamış kıza denir, ʹalâ-kavlin ortaca yaʹnî gerçi yetişip ve henüz ere varmamış olup lâkin vakti dahi güzerân eylememiş ola. Bunlar أَزْوَاجٌ تَحْتَ تَمَلُّكِي kaydından henüz âzâde oldukları mülâhazasıyladır ve vasf-ı hâsstır; yukâlu: جَارِيَةٌ عَاتِقٌ أَيْ لَمْ تَتَزَوَّجْ أَوْ هِيَ الَّتِي بَيْنَ الْإِدْرَاكِ وَالتَّعْنِيسِ Ve

عَاتِقٌ [ʹâtiḵ] Omuzda ridâ΄ ve şâl vazʹ olunan ʹuzva denir, ʹalâ-kavlin omuz başıyla boynun aralığına denir. Türkîde çiğin taʹbîr olunur. Ve bu müzekkerdir, baʹzen mü΄ennes olur; yukâlu: حَمَلَهُ عَلَى عَاتِقِهِ وَهُوَ مَوْضِعُ الرِّدَاءِ مِنَ الْمَنْكِبِ أَوْ مَا بَيْنَ الْمَنْكِبِ وَالْعُنُقِ Şârihin beyânına göre takaddüm maʹnâsındandır. Ve

عَاتِقٌ [ʹâṯiḵ] Kızarmış eski yaya ıtlâk olunur; عَاتِقَةٌ [ʹâṯiḵat] dahi denir. Ve henüz uçmağa başlamış kuş yavrusuna, ʹalâ-kavlin henüz kuvvetlenmemiş bağırtlak ve güvercin palazına denir. Ve عَاتِقٌ [ʹâṯiḵ] lafzının cemʹi عَوَاتِقُ [ʹavâtiḵ] gelir, كَوَاهِلُ [kevâhil] gibi.

Vankulu Lugatı - عاتق maddesi

اَلْعَاتِقُ [el-ʹâtiḵ] (tâ’nın kesriyle) Âzâdlı olan kimse; yukâlu: هُوَ عَاتِقٌ Ve eski şarâba dahi derler. Ve baʹzılar eyitti: Şol hamrdır ki mührin kimse açmamış ola. Ve

عَاتِقٌ [ʹâtiḵ] Eski olup kadîm olana dahi derler; yukâlu: هُوَ عَاتِقٌ أَيْ قَدِيمٌ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı