ʹâriḋat ~ عَارِضَةٌ

Kamus-ı Muhit - عارضة maddesi

اَلْعَارِضَةُ [el-ʹâriḋat] Bu dahi kesr ve âfet yâhûd bir ʹillet isâbet eylemiş nâkaya denir. Ve yanağın safhasına denir. Ve ağzın عُرْضٌ [ʹurḋ]unda yaʹnî nâhiyesinde olan dişe denir ki murâd azı dişler ile ön dişlerin aralığında olan diştir. Cemʹi عَوَارِضُ [ʹavâriḋ]dir. Kâle’ş-şârih: وَمِنْهُ فِي قَصِيدَةِ كَعْبٍ رَضِيَ اللهُ عَنْهُ ḣتَجْلُو عَوَارِضَ ذِي ظَلْمٍ إِذَا ابْتَسَمَتْḢ وَهِيَ السِّنُّ الَّتِي فِي عُرْضِ الْفَمِ Ve

عَارِضَةٌ [ʹâriḋat] Kapının üst çerçevesine denir ki kapının sövesi ona geçirilip onda deverân eder. Ve kârgîr binâlarda kirişleme taʹbîr olunan kalın direğe denir ki arkuru konup dane ve hatıl dedikleri direkler onun üzerinden tertîb olunur. Cemʹi عَوَارِضُ [ʹavâriḋ]dir. Ve nâhiye maʹnâsınadır. Ve fesâhat ve beyân ve belâgat maʹnâsınadır; yukâlu: فُلاَنٌ ذُو عَارِضَةٍ أَيْ بَيَانٍ وَلَسَنٍ Ve celâdet ve sarâmet maʹnâsınadır; yukâlu: فُلاَنٌ شَدِيدُ الْعَارِضَةِ أَيْ ذُو جِلْدٍ وَصَرَامَةٍ Kâle fi’l-Esâs: فُلاَنٌ ذُو عَارِضَةٍ وَهِيَ الْبَدِيهَةُ وَقِيلَ الصَّرَامَةُ

Vankulu Lugatı - عارضة maddesi

اَلْعَوَارِضُ [el-ʹavâriḋ] (ʹayn’ın fethi ve râ’nın kesriyle) Cemʹi, hâcetler maʹnâsına. Ve

عَوَارِضُ [ʹavâriḋ] Şol develere derler ki diken otlaya. Ve

عَارِضَةٌ [ʹâriḋat] Cür΄ete ve tekellüme kudrete dahi derler; yukâlu: فُلَانٌ ذُو عَارِضَةٍ أَيْ ذُو جَلْدٍ وَقُدْرَةٍ عَلَى الْكَلَامِ Ve

عَارِضَةٌ [ʹâriḋat] Sakfa arkırı kodukları ağaca dahi derler kiriş maʹnâsına. Ve

عَارِضَةُ الْبَابِ [ʹâriḋatu’l-bâb] Kapının yukarı çerçevesi ki kapının yukarı mîlleri ona geçer ki eşiğe mukâbil olandır. Ve

عَارِضَةٌ [ʹâriḋat] Şol nâkadır ona maraz yâhûd inkisâr vâkiʹ olmağın zebh edeler; yukâlu: بَنُو فُلَانٍ لَا يَأْكُلُونَ إِلَّا الْعَوَارِضَ أَيْ لَا يَنْحَرُونَ الْإِبِلَ إِلَّا مِنْ دَاءٍ يُصِيبُهَا وَيُقَالُ هَذَا عِنْدَ تَعْيِيبِهِمْ بِذَلِكَ وَيَقُولُ الْعَرَبُ لِلرَّجُلِ إِذَا قَرَّبَ إِلَيْهِمْ لَحْمًا “أَعَبِيطٌ أَمْ عَارِضَةٌ” Ve عَبِيطٌ [ʹabîṯ] ʹayn-ı mühmele ile min-gayri ʹilletin zebh olunana derler. Ve

عَارِضَتَانِ [ʹâriḋatân] İnsânın yüzünün iki cânibine dahi derler; صَفْحَتَا الْخَدَّيْنِ maʹnâsına.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı