ʹafḵ ~ عَفْقٌ

Kamus-ı Muhit - عفق maddesi

اَلْعَفْقُ [el-ʹafḵ] (ʹayn’ın fethi ve fâ’nın sükûnuyla) Nâ-bedîd olmak maʹnâsınadır; yukâlu: عَفَقَ الرَّجُلُ عَفْقًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا غَابَ Ve zartalamak maʹnâsınadır; yukâlu: عَفَقَ الْحِمَارُ إِذَا ضَرِطَ Ve kamçı ile çok vurup dövmek maʹnâsınadır; yukâlu: عَفَقَهُ بِالسَّوْطِ إِذَا ضَرَبَهُ كَثِيرًا Ve biraz uyuyup uyanmak maʹnâsınadır; yukâlu: عَفَقَ فُلاَنٌ إِذَا نَامَ قَلِيلاً ثُمَّ اسْتَيْقَظَ Ve bir işi muhkem eylemeyip süst ve gevşek tutmak maʹnâsınadır; yukâlu: عَفَقَ الْعَمَلَ إِذَا لَمْ يُحْكِمْهُ Ve erkek merkeb dişiye çok aşmak maʹnâsınadır; yukâlu: عَفَقَ الْحِمَارُ إِذَا أَكْثَرَ ضِرَابَهَاNihâye’de mutlak kesret-i dırâb ile müfesser olmakla zâhiren burada عَفْقُ حِمَارٍ misâli temsîl-i mahzdır. Ve

عَفْقٌ [ʹafḵ] Deve suya çok varıp gelmek maʹnâsınadır; yukâlu: عَفَقَتِ الْإِبِلُ إِذَا تَرَدَّدَتْ إِلَى الْمَاءِ كَثِيرًا Ve biriktirmek maʹnâsınadır; yukâlu: عَفَقَ الشَّيْءَ إِذَا جَمَعَهُ Ve bir adamı bir nesneden menʹ edip alıkomak maʹnâsınadır; yukâlu: عَفَقَهُ عَنِ الْأَمْرِ إِذَا حَبَسَهُ وَمَنَعَهُ Ve bir nesneyi rüzgâr çalmak maʹnâsınadır; yukâlu: عَفَقَتِ الرِّيحُ الشَّيْءَ إِذَا ضَرَبَتْهُ Ve

عَفْقٌ [ʹafḵ] ve

عُفُوقٌ [ʹufûḵ] Develer merʹâya salıverildikte sapmayarak bir düzeye doğru gitmek maʹnâsınadır; yukâlu: عَفَقَتِ الْإِبِلُ عَفْقًا وَعُفُوقًا إِذَا أَرْسَلَتْ فِي الْمَرْعَى فَمَرَّتْ عَلَى وُجُوهِهَا Ve bir adam gittiği yerden geriye çok çok dönüp gelmek maʹnâsınadır; tekûlu: إِنَّكَ لَتَعْفِقُ أَيْ تُكْثِرُ الرُّجُوعَ Ve

عَفَاقٌ [ʹafâḵ] (سَحَابٌ [seḩâb] ve كِتَابٌ [kitâb] veznlerinde) Nâkayı çok sağmak maʹnâsınadır; yukâlu: عَفَقَ النَّاقَةَ عَفْقًا وَعَفَاقًا إِذَا أَكْثَرَ حَلْبَهَا Ve sürʹatle gitmek maʹnâsınadır; yukâlu: عَفَقَ الرَّجُلُ عَفْقًا وَعَفَاقًا إِذَا ذَهَبَ سَرِيعًا

Vankulu Lugatı - عفق maddesi

اَلْعَفْقُ [el-ʹafḵ] (ʹayn’ın fethi ve fâ’nın sükûnuyla) Kesret-i mücâmaʹat; yukâlu: عَفَقَ الْحِمَارُ الْأَتَانَ مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا نَزَا عَلَيْهَا مَرَّةً بَعْدَ أُخْرَى Ve

عَفْقٌ [ʹafḵ] Yellenmeğe dahi derler; yukâlu: عَفَقَ بِهَا إِذَا حَبَقَ Ve

عَفْقٌ [ʹafk] Bir nesneyi tîz getirmeğe ve çok getirmeğe dahi derler. Ve deve her gün suya dönmeğe dahi derler; yukâlu: عَفَقَتِ الْإِبِلُ تَعْفِقُ عَفْقًا إِذَا كَانَتْ تَرْجِعُ إِلَى الْمَاءِ كُلَّ يَوْمٍ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı