ʹuḵbetu’ṯ-ṯâ΄ir ~ عُقْبَةُ الطَّائِرِ

Kamus-ı Muhit - عقبة الطائر maddesi

اَلْعُقْبَةُ [el-ʹuḵbet] (جُرْعَةٌ [curʹat] vezninde) Nöbet maʹnâsınadır; tekûlu: تَمَّتْ عُقْبَتُكَ أَيْ نَوْبَتُكَ Ve bedel maʹnâsınadır; tekûlu: أَخَذْتُ مِنْ أَسِيرِي عُقْبَةً أَيْ بَدَلاً Ve gece ile gündüzün her birine ıtlâk olunur, yekdîgeri müteʹâkib olduğu için. Ve

عُقْبَةُ الطَّائِرِ [ʹuḵbetu’ṯ-ṯâ΄ir] Pervâz eden kuşun havâya irtifâʹıyla inhitâtı beyninde olan mesâfeye ıtlâk olunur, lâkin Râġıb عُقْبَةُ الطَّائِرِ صُعُودُهُ وَانْحِدَارُهُ ʹibâretiyle sebt eylemekle ber-muktezâ-yı mâdde suʹûduna muʹâkib olan inhidârından ʹibâret olur. Ve

عُقْبَةٌ [ʹuḵbet] Şol çorba makûlesi taʹâm bakiyyesine denir ki ʹâriyet çömlek alan kimse sâhibine onu çömlek içre berâberce red ve teslîm eder. Ve

عُقْبَةُ الْجَمَالِ [ʹuḵbetu’l-cemâl] Hüsn ü cemâlin eser ve hey΄etinden ʹibârettir. Bu maʹnâda ʹayn’ın kesriyle de câ΄izdir; yukâlu: مَا أَحْسَنَ عُقْبَةَ جَمَالِهِ أَيْ أَثَرَهُ وَهَيْئَتَهُ

Vankulu Lugatı - عقبة الطائر maddesi

اَلْعُقْبَةُ [el-ʹuḵbet] (ʹayn’ın zammıyla ve ḵâf’ın sükûnuyla) Âhır karâr olunacak yer, nitekim çakmak taşları devekuşunun âhir merʹası olduğu için “حِجَارَةُ الْمَرْوِ عُقْبَةُ النَّعَامَةِ” derler. Ve مَرْوٌ [merv] çakmak taşına derler, mîm’in fethi ve râ’nın sükûnuyla. Ve

عُقْبَةٌ [ʹuḵbet] Nevbete dahi derler; yukâlu: تَمَّتْ عُقْبَتُكَ أَيْ نَوْبَتُكَ Ve bedel maʹnâsına da gelir; yukâlu: أَخَذْتُ مِنْ أَسِيرِي عُقْبَةً أَيْ بَدَلًا Ve

عُقْبَةُ الطَّائِرِ [ʹuḵbetu’ṯ-ṯâ΄ir] Kuşun uçarken inip çıktığının beyninde olan mesâfeye derler. Ve

عُقْبَةٌ [ʹuḵbet] Şol çömlek dibinde bâkî kalan taʹâma derler ki ʹâriyyetî alınan çömlek sâhibine çömleğiyle bile verilir.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı